İnsan yaşamında flört/çıkma bir evlilik ve ciddi ilişki girişi, deneyi olarak ele alınır. Nişan ve söz gelenekleri bu deneylerin eski toplum karşılıkları sayılabilir.
Bir ilişkinin evlilik eşdeğeri olabilmesi için gerek koşullara odaklanalım. İlişkinin taraflardan birine veya her ikisine etki üretmesi, iz bırakması, ilişilmesi gerekli. Üzüntü, tartışma, geçimsizlik üretse de olur. Süre paylaşılacak, az çok anı paylaşılacak. Birlikte büyüdük derler ya, onun gibi. Aşklar süresinden bağımsız olarak evlilik eşdeğeri. Bir de eşdeğer evliliklerde cinsiyet ve cinsel yönelim farkı gözetmediğime dikkatinizi çekerim.
İlişkilerin gözlenebilir ve yasallaştırılmış hali evlilik. Burada devlet ve kurallar devreye giriyor. Bense ilişki gibi ilişkilerin duygusal olarak evlilik etkisi ürettiğindeyim. Bir de evliliğin cinsler/bireyler arasında bir devralma, devretme nöbetleşmesi dayattığında. Kişiler birbirine soğuk ve ilgisiz, resmi kaldığında, kötü veya iyi iz bırakmadığında ilişkileri evlilik sayılmaz. Resmen nikahlılarsa, çocukları bile olsa naylon evlilik, duygusal olarak eşleşilmemiş yalancı evlilik sayıyorum. Fiilen düzeltilmesi zorunlu olmayan bir hata, aile dostu niteliğinde bir yakınla evlenmektir. Bu arkadaşınla yatmaya benzer, hatta zaman zaman ensest çağrışımı verebilir.
Çocukluktan çıkışta, hatta daha çocuk beğenilerinde insan yavrusu kendini ilişkiler içinde görüp tanıyor, olgunlaştırıyor. Ergenlikte karşı cinsi tanımak için seri halde küçük flörtler ve duygusal deneyler yapma gözlenir. Genç enerjisi ve hızı içinde ergenler birbirini inanılmaz anlayışsız şekilde üzer, gömer, ama bir o kadar da hızlıca onarılır, doğrulup yola devam ederler. Çağını ve toplumunu tanımayla at başı giden süreçtir.
Bazılarımız, bazıları bu çocuk ergen dönemini büyümüş de küçülmüş, fazlaca olgun ve sorumlu, tekeşli, adeta evli gibi kalımlı ve sürekli … Devamı