Kategori arşivi: Bunaltı ( Kaygı / Anksiyete)

BUNALTI BOZUKLUKLARI – GENEL BİLGİLER

Bunaltı (Kaygı / Anksiyete), strese ya da tehlikeye karşı verilen normal psikolojik bir tepkidir. Böylesi zamanlarda, kaygının işlevsel bir doğasının olduğunu söylemek mümkündür, çünkü bu duygu vücudu harekete geçmesi yönünde hazırlarken aynı zamanda performansının daha iyi / başarılı olmasına da yardımcı olur. Buna göre kaygı, çok şiddetli yaşandığında ve kişinin gündelik hayatında yaygın bir şekilde varlığını sürdürdüğünde sorun haline gelir.

Depresyon(çökkünlük) ve bunaltı çoğu zamanda birlikte oluşur. Bunaltısı olan herkes aynı zamanda depresyonda olmamakla birlikte, çoğu depresif hasta bunaltı belirtileri de göstermektedir.

Bazı insanlar sürekli kaygılı (anksiyeteli) değiller mi?

Aslında herkesin “kaygı” için farklı altyapısal özellikleri var. Bir karakter özelliği olarak yüksek kaygı, kalıtımla gelen özelliklerden ya da erken çocukluktaki ilişkilerden kaynaklanabilir. Ayrıca, bu özellik kişilik ile de ilişkilidir.

Bu içsel kaygıya (“sürekli kaygı”) ek olarak, her insanın bir duruma verecekleri tepkinin farklı olabileceğini de unutmamak gerekir. Bazı insanlar çok çabuk kaygılanırlarken, bazıları görünürde hiç de kaygılı olmayabilirler. İnsanların belirli koşullar altında girdikleri kaygılı duruma psikolojide “durumsal kaygı” denmektedir.

Kalıtımsal olarak yüksek kaygıyla sahip olan bir kişinin stresli koşullar altında yüksek durumsal kaygı hissetmeye yatkın olduğunu da söylemek mümkündür.

Kaygı / Anksiyete Belirtileri ne kadar yaygın?

Kaygı belirtileri aslen oldukça yaygındır çünkü her insan zaman zaman bu belirtileri yaşar. Belirli bunaltı bozuklukları ise, yine aynı şekilde beklenenden daha yüksek görülüyor olabilir. Görülme sıklığı genel olarak yüzde beş olarak saptanmıştır.

Kaygının Belirtileri Nelerdir?

Kaygıyı pek çok farklı türde hissetmek mümkündür.

Kaygının psikolojik belirtileri;

  • İçsel gerilim
  • Öfkeli duygudurum
  • Kontrol kaybı algısı
  • Kalp
Devamı

HİPERVENTİLASYON (AŞIRI NEFES ALMA) SENDROMU

Bu sendrom, kimi insanları etkileyen bir takım belirtiler kümesidir. Pek çok hasta ve doktor, belirtiler karşısında durumu, epilepsi(sara hastalığı) ya da kalp krizi gibi, ciddi bir tıbbi hastalık olarak değerlendirme eğilimi gösterirler.

Bir hiperventilasyon nöbeti, hastanın hızlı ve yüzeyel nefesler almasıyla başlar. Bu durum, gerçekten kaygıya neden olan bir şeyin varlığı ile de tetiklenebilir fakat çoğunlukla ortada nefes alış-verişlerin değişmesi için somut bir neden bulunmaz.

Yüzeyel ve sık nefes alışverişler vücudun kimyasını da değiştirir, böylece parmaklarda ve dudak çevresinde karıncalanma hissi (parestezi), ve göz kararması oluşur. Bu da çoğu zaman bayılma ile sonuçlanır. Nefesin gerektiği şekilde dışarı verilmediği, bu tarz bir nefes alış-veriş tekniği aynı zamanda göğüste sıkışma hissine de yol açar.

Bu belirtiler korkutucu olmakla birlikte, tıbbi açıdan tehlikeli değillerdir. Ancak bu durum kaygı hissinin artmasına neden olurken, şiddetli bir kısır döngü yaratır.

Hiperventilasyon kısa bir süre için, bir kese kağıdının içinden nefes alınıp verilmesi ile (naylon olmamalı) kolayca tedavi edilebilir. Bu nefes alma tekniği, fazla nefes alma ile oluşan vücuttaki kimyasal değişimleri düzene tekrar düzene koyar. Bununla birlikte, uzun dönemde, kaygıya neden olan gerçek problemin tespit ve tedavisi ve rahatlama yöntemlerinin öğretilmesiyle asıl tedavi sağlanabilir.… Devamı

PANİK BOZUKLUĞU

Panik Atağı (Panik Atak): Kendi başına bir hastalık değildir. Panik atağı değişik hastalıklarda ortaya çıkabilir (Panik bozukluğu, sosyal fobi, hipertiroidi, özgül fobi, saplantı-zorlantı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, ayrılma anksiyetesi bozukluğu, madde kötüye kullanımı gibi). Panik atağı bir grup belirtinin dördü veya fazlasının birden başlayıp 10 dakika içinde en yüksek düzeyine ulaştığı yoğun bir korku ve rahatsızlık dönemidir:

Çarpıntı, kalp atımlarını duyumsama veya kalp hızında artış, terleme, titreme veya sarsılma, nefes darlığı veya boğuluyor gibi olma, soluk kesilmesi, göğüs ağrısı veya göğüste sıkıntı, bulantı ya da karın ağrısı, baş dönmesi, sersemlik, düşüp bayılacakmış gibi olma, gerçek dışılık duyguları veya benliğinden sıyrılma (depersonalizasyon), ölüm korkusu, uyuşma-karıncalanma duyguları, üşüme-ürperme-ateş basmaları.

Panik bozukluğu kendiliğinden panik ataklarıyla ortaya çıkar; bazen tabloya agorafobi eşlik eder. Yani açık alanlarda bulunmaktan, ev dışında tek başına kalmaktan, kalabalıkta bulunmaktan korku olabilir. Yeniden panik atağı bekleme, denetimini kaybetme, kalp krizi geçirme, çıldırma korkusu olabilir. Ataklar haftada 2-3 kez yineleme eğilimindedir. Tedaviye verdiği yanıt iyidir.
Tedavisinde öncelikle antidepresanlar, bunaltı giderici ilaçlar, kendini tanımaya yönelik psikoterapi, özellikle kaçınma davranışlarını denetlemeye yönelik davranışçı psikoterapi, bilişsel psikoterapi gibi seçenekler vardır.… Devamı

SOSYAL FOBİ

Kişinin tanımadık insanlarla karşılaştığı veya başkalarının gözünün üzerinde olabileceği bir veya birden fazla toplumsal durumdan belirgin ve sürekli bir korku duyması halidir. Komik duruma düşeceği veya utanç duyacağı biçimde davranacağından korkar. Korkusunu aşırı veya anlamsız olduğunun farkındadır. Korkular çoğu sosyal durumu kapsıyorsa Çekingen Kişilik Bozukluğu anlamına gelir ve ek tanı konabilir. (Söyleşileri başlatma ve sürdürme, küçük topluluklara katılma, karşı cinsle çıkma, üstleriyle konuşma, toplantılara gitme gibi konularda). Eleştirilmeye, olumsuz değerlendirilmeye, reddedilmeye aşırı duyarlılık, hakkını savunmada güçlük çekme, aşağılık duygusu veya özgüven düşüklüğü vardır.
Sağaltımda antidepresanlar, duyarsızlaştırma, seans sırasında deneme, ev ödevleri, yüzleştirme gibi davranışçı psikoterapi yararlı olabilir.… Devamı

ÖZGÜL FOBİ

Kadınlar arasında en yaygın ruhsal bozukluktur. Korkulan nesneler ve durumlar hayvanlar, fırtınalar, yükseklik, hastalık, yaralanma ve ölüm olabilir. Alt tipler bunların baskın alanına göre; hayvan tipi, doğal çevre tipi, kan-enjeksiyon-yara tipi, durumsal tip ve diğer tiptir.

Fobik uyaranlarla karşılaşma veya karşılaşma beklentisi ile aşırı veya anlamsız, belirgin ve sürekli korku başlar, hatta panik atağı biçimini alabilir. Kişi korkusunun aşırı veya anlamsız olduğunu bilir. Fobik durumdan kaçınılır veya yoğun sıkıntıyla buna katlanılır.

En yaygın denenen tedavi yüzleştirmeye dayanan davranışçı psikoterapidir. Kademeli uygulanır. Duyarsızlaştırma amaçlanır. Gevşeme teknikleri de öğretilir.… Devamı

SAPLANTI ZORLANTI BOZUKLUĞU(Obsesif-Kompulsif Bozukluk)

Halk arasında “temizlik hastalığı” olarak tanınır. Saplantı (obsesyon) yineleyici ve zorlayıcı düşünce, duygu, dürtü veya hayallerdir. Zorlantı ise (kompulsiyon) sayma, kontrol etme, kaçınma gibi bilinçli, standardize, yineleyici düşünce veya davranıştır. Tipik olarak saplantılar kişinin bunaltısını arttırır, zorlantılar ise azaltır. Zorlantıya direnmeyle (yapmamayla) da sıkıntı artar. Rahatsızlık verici dürtü veya düşünce sadece gerçek yaşam sorunları hakkındaki aşırı üzüntüler değildir. Kişi ya bunlara önem vermemeye, baskılamaya veya başka bir düşünce veya eylemle etkisizleştirmeye çalışır.

Yineleyici davranışlar el yıkama, düzene koyma, kontrol etme, dua etme, sayı sayma, birtakım sözcükleri sessizce söyleme olabilir. Sıkıntı yanı sıra zamanın boşa harcanması da söz konusudur. Takıntı örneğin günde 1 saatten daha uzun zaman alır. Olağan gündelik ve mesleki yaşam bozulur veya etkilenir.

Belirtiler çoğunlukla aniden ve stresli bir olay sonrasında başlar. Tanı ve tedavi utançtan, saklamaktan dolayı 5-10 yıl gecikebilir. Üçte biri önemli ölçüde, yarısı kısmen düzelir, geri kalan ya hasta olarak kalır ya da kötüleşir.

Tedavisinde antidepresanlar, davranış psikoterapisi (karşı karşıya bırakma, zorlantı yanıtını önleme) sayılabilir.… Devamı

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB)

Travma sonrası stres bozukluğu, travmatik olayın meydana gelmesinden sonraki 1 ile 6 aylık süre zarfında olaya bağlı meydana gelen stres durumunu ifade eder. Aşağıda belirtilen durumlar Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun genel belirtileridir;

  • Kâbuslar, gece korkuları veya travmatik olayla ilgili olarak istemsiz olarak hatırlanan kısa süreli görüntüler (flashback).
  • Fiziksel uyuşmalar ve/veya duygulanımda kısıtlılık. Kişiler, eskiden keyif aldıkları aktivitelere veya kişilere ilgilerini yitirebilir ve bu tür faaliyetlere dahil olmak istemeyebilir.
  • Kişiler sürekli tetikte olabilir veya şiddetli korku tepkileri verebilmektedir. Örneğin, savaş sonrası TSSB geçiren bir kişi arabanın kontak sesi kişiye bomba patlamış gibi gelebilir ve hızla kendini yere atabilir.
  • Yaygın endişe, depresyon, uyku uyuyamama, zayıf hafıza, konsantrasyonda veya verilen bir görevi tamamlamada zorlanma, hayatta kaldığı için suçluluk duygusu, ani öfke patlamaları, alkol veya madde kullanımına yatkınlık gibi sıkıntılar da duruma eşlik edebilir.

TSSB için Kişisel Değerlendirme

Geçmişte veya yakın bir zamanda korku verici travmatik bir olay yaşadınız mı veya böyle bir olaya şahit oldunuz mu?

Olayla ilgili anıları yineleyen bir şekilde rüyalarınızda görüyor musunuz?

Travmatik olayı hatırlatan olaylar karşısında gerginlik yaşıyor musunuz?

Hatırlatıcı olaylardan kaçınıyor musunuz? o Travmatik olayın üzerinden bir ay geçmesine rağmen bozukluğun tanımında ifade edilen TSSB belirtilerine sahip misiniz?… Devamı

AKUT STRES BOZUKLUĞU

Travma yaratıcı olaydan sonra 4 hafta içinde başlayıp 2 gün – 4 hafta devam eden stres bozukluğu sınıfıdır. Akut stres bozukluğunda sıkıntı verici olayı yaşarken veya sonrasında disosiyatif (çözülme) belirtiler olur. Bunlar:

Uyuşukluk, dalgınlık, tepkisizlik, afallama, yabancılaşma, benliğinin dışına çıkma (depersonalizasyon), travmanın önemli bir yanını anımsayamama gibidir.

Bir yandan da sanki travma yineleyerek yaşanır: Gözüne tekrar tekrar gelen görüntüler, düşünceler, düşler, yanılsamalar, anımsatıcı şeylerle karşılaşınca sıkıntı duyma. Ayrıca travma anılarını uyandırabilecek düşünce, duygu, konuşma, etkinlik, yer ve insanlardan kaçınma çabası olur. Uyuma zorluğu, huzursuzluk, yoğunlaşma güçlüğü, aşırı irkilme gibi bunaltı ve uyarılma belirtileri vardır.

Tedavisi Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nda olduğu gibidir. … Devamı

YAYGIN BUNALTI BOZUKLUĞU

Bireyin sosyal/mesleki yaşamını önemli ölçüde bozan veya aşırı sıkıntıya neden olan, çeşitli bedensel belirtilerin eşlik ettiği en az 6 ay süren bir yaygın endişe halidir. Kişi üzüntüsünü denetlemekte zorlanır. Aşağıdaki belirtilerin 3’ü veya fazlası bulunur:

Huzursuzluk, aşırı heyecan veya endişe, kolay yorulma, düşünceleri yoğunlaştıramama, boş zihin duygusu, kas gerginliği, uyku bozukluğu.

Bunlardan başka titreme, huzursuzluk, baş ağrıları, soluk daralması, aşırı terleme, çarpıntı, sindirim sistemi belirtileri olabilir.
Bu hastalar çoğunlukla pratisyen veya dahiliye uzmanlarına başvurur. Ellerinde uzun bir tahlil listesi olabilir.

Tedavi için en etkili yaklaşım psikoterapi, ilaç ve destekleyici yöntemlerin bir arada kullanılmasıdır. İlaç tedavisi 6-12 ayda tamamlanabileceği gibi yaşam boyu sürdürmek de gerekebilir.… Devamı